Tomb Raider Reborn

Bildiğiniz Lara Croft’u unutun, bu bambaşka..!

Tomb Raider severler bilir, serinin önceki oyunlarında Lara Croft karşımıza; mini şortu, derin göğüs dekolteli, orta yaşlarının başında, güçlü ve korkusuz bir afet olarak çıkıyordu. Fakat serinin onuncu oyununda tam zıt bir Lara Croft ile karşı karşıya geliyor.

Oyun hakkında konuşmaya başlamadan önce genel bilgileri verelim. Yeni oyunumuz Tomb Raider: Reborn’ün yapımcılığını Crystal Dynamics, yayıncığını ise Square Enix üstleniyor. Aynı firmalar daha öncesinde de Absolution ile Hitman’ın küllerinden yeniden doğmasını sağlamıştı. Tomb Raider: Reborn 5 Mart 2013 tarihinde tüm platformlar için çıkışını gerçekleştirdi ve ilk 48 saat içerisinde yaklaşık 1 milyon adet satış gerçekleştirdi, kısa bir süre içinde de Dünya çapında 3,4 milyon gibi müthiş bir satış sayısına ulaştı.

Giriş

Hikayemiz bir gemi kazası ile başlıyor; Lara henüz daha okuldan yeni mezun olmuş 21 yaşında genç bir arkeologken babasının yarım kalan işini tamamlamak için Japonya’nın Güney açıklarında, Pasifik Okyanusun’da bulunan Dragon’s Triangle’da ki bir adaya doğru yola çıkarlar.
Araştırmanın amacı Yamatai Hanedanlığından, Sun Queen takaplı Kraliçe Himiko’nun mezarını bulmak. Fakat çıktıkları bu tehlikeli yolculuk adaya az bir mesafe kala çıkan fırtına ile çok daha korkunç hale gelir, fırtına yüzünden gemi parçalanır ve tüm mürettebat ile birlikte batar. Kendilerine geldiklerinde bir kıyıya vurmuşlardır fakat aralarında sadece Lara yoktur…

Ürkek Ceylan Lara’dan Savaş Makinesi Lara’ya

Oyunu hikayesi yukarıda bahsettiğimiz gibi başlıyor. Gerisi bir hayatta kalma mücadelesi. Fakat oyun bunu size o kadar güzel yaşatıyor ki bazı anlarda oyunun içindeymiş gibi oluyorsunuz. Örneğin oyunun bir bölümünde Lara ile çok yüksek bir radyo kulesine tırmanmak zorunda kalıyorsunuz, tırmanışı gerçekleştirirken ki kamera açıları, müzik, Lara’nın tedirginliği müthiş bir gerilim yaratıyor.

Başta Lara için ürkek ceylan demiştik, gerçektende oyunun başında öyle, son derece mahsum, korkak ve savunmasız. Ama hayatta kalmak için tam zıttı olması çok uzun sürmüyor. Karnını doyurmak için öldürdüğü geyikten özür dileyen, ilk cinayetinde şoka girip gözyaşları döken Lara gidiyor, düşmanlarının üzerine koşarken “RUN BITCHES, IT’S LARA COMING!” diye bağıran cengâver Lara geliyor.

Oyun Dinamikleri

Oyunun başında silah olarak elimizde sadece bir Yay ve Ok oluyor, oyun ilerledikçe etraftaki kutuları açarak yeni silahlar buluyor, silah parçaları toplayarakta silahlarımızı upgrade ediyoruz. Silah dışında Lara’nın yetenek ve özelliklerinide geliştirebiliyorsunuz. Oyunun her bölümünde kamplar, bu kamplarda hem Lara dinleniyor hem de silah upgradelerini ve Lara’nın geliştirmelerini yapabiliyorsunuz. Ayrıca haritanın diğer bölgelerine de hızlı seyahat yapabiliyorsunuz, tabi ki daha önceden açmış olmanız şartı ile.

Grafikler

Aşık oldum… grafiklere değil Lara’ya, öyle güzel bir karakter modellemesi yapmışlar öyle mahsum ve duru bir Lara yaratmışlar ki gerçekten aşık olunası. Grafik motoru gerçekten çok iyi, hele bir de ATI Radeon 5000 serisi ve üstü bir ekran kartı kullanıyorsanız AMD’nin sadece ATI ekran kartlarına özel geliştirdiği teknoloji TressFX Hair ile karakterlerin saçlarını çok daha detaylı bir şekilde gösteriyor. Bu teknoloji sayesinde saçlar, rüzgâr ve yerçekimi gibi durumlarda tel tel dalgalanıyor. Tabi bu özelliği açmak hatırı sayılır bir FPS kaybına neden oluyor.

Ayrıca grafiklerde çevre canlılığada çok güzel ayarlanmış, kayalara vurup dağılan dalgalar, sürü halinde uçan kuşlar atmosfere canlılık katmış. Her ne kadar bu detaylar atmosfere canlılık katsada genel olarak bulunduğunuz ada karanlık ve kasvetli bir atmosferde geçiyor, grafiklerde bunu çok güzel başarıyor.
Senaryonun pek çok yerinde “cutscene”ler mevcut, bu da oyuna bir film havası katıyor. Hem kendinizi daha çok oyunun içinde hissedip gerilimi daha iyi yaşıyorsunuz hem de oyundan maksimum keyif alıyorsunuz.